Geçenlerde TRT’deki “Açı” programında konuşan genç bir
Kıbrıslı Türk öğrenci, 1974’den önce
Kıbrıslı Rumlarla birlikte yaşamadığı konusunda “Ne yazık ki!” deyiverince,
sunucu hanım “İyi ki yaşamamışsın, desen ya!” demez mi?
Resmi devlet
TV’sinde, resmi görüş dışında fikir beyan edersen, alacağın cevabın da bu
olacağını bilmezmisin a Kıbrıslım!
Kaşarlanmış politikacılar aksini kanıtlamaya çalışırken, senin böyle
konuşmanı kim ister ki!
******
Kıbrıs sorununda resmi Türk görüşünü benimsemeyen bir
parti olarak kurulan “Yeni Kıbrıs Partisi”,
22 Eylül 1996 günü Lefkoşa’da 3. Olağan Kurultayını gerçekleştirdi.
YKP’li bir avuç delege, hem Parti Genel
Başkanı Alpay Durduran’ın konuşmasını, hem de Genel Sekreter Rasıh Keskiner’in
sunduğu Parti Meclisi raporunu huşu içinde dinlediler. 5 adet karar tasarısı da
sırayla okunup kabul edildi.
Ne bir eleştiri, ne bir perspektif getirilmedi derken,
Lefke’li bir delege söz alarak, “kurultayın namusu”nu kurtardı. “Kıbrıs sorunu
çözülmeden birşey olmaz” saptaması ile yerel seçimlere katılırken öne sürülen
önerilerin çelişkisine dikkat çeken delege, “devlet halkın hizmetçisidir”
tanımlamasıyla da sınıfsal özün ortaya
konamadığını vurguladı.
Ne çün da den,
solcu parti olmak da artık bu toplumda ciddiyet gerektiren bir iş
olmalıdır. CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’ın, 32 aylık DP ile olan iktidar ortaklığında “Bu
topluma çok önemli tatları yaşattık”diyebildiği bir ülkede, YKP’li delegeler
aktif olarak gelecek iki yılın programını tartışmalarıyla oluşturmaz ve bütün
yük Genel Başkanlarının omuzlarına bırakılırsa, sonunda önlerine getirilen
çorbayı eleştirmeye hakları olmasa gerek.
******
Kıbrıslı Türk solcuları ciddiyete çağırmamızın bir başka
nedeni de şudur: Yazar arkadaşımız Kutlu Adalı’nın 6 Haziran 1996 akşamı bir
siyasal cinayete kurban gitmesi ardından oluşturulan “Demokrasi ve Barış İçin
Eylem Birliği”ne, Lefkoşa’dan 48 ve Londra’dan 20 olmak üzere 68 Kıbrıslı Türk
örgütünün destek verdiği açıklanmıştı. Yürüyüş, oturma eylemi, mumlu yürüyüş,
ziyaretler ve 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde düzenlenen müzikli geceden sonra, 2
Ekim akşamı yapılan ve 14 kişinin katıldığı bir toplantıda, Birlik
faaliyetlerini sona erdirmiş ve hala daha faal olmak isteyenler varsa,
Demokrasi ve İnsan Hakları Hareketi denen ve büyük oranda yine CTP’nin
yönlendirdiği oluşuma katılabilecekleri önerilmiş.
Zaten Londra’daki “Kutlu Adalı Kampanyası” da önce TKP ve
sonra da CTP yanlılarının uzaklaşması ile tatil edilmemiş miydi?
Neçün da den, Rum kesimindeki bir grup siyasi, sosyal ve
kültürel kuruluş da benzeri bir platform oluşturarak, 6 Eylül akşamı müzikli
bir etkinlik yapmış ve “Vermekte olduğumuz mücadele ortaktır. Bugünkü
etkinliklerin ortak vatanımızda, barış için verilen mücadelelerin
yoğunlaştırılması amacıyla bir başlangıç olmasını umarız” şeklinde bir barış
mesajı göndermişlerdi.
Bizim eylem birlikçiler, bir kez daha partisel
propagandalarını yapıp, yine kış uykusuna yatmışlarsa, karşı taraftakiler acaba
bir başka “Adalı”nın öldürülmesini, ya da ilkeli bir birlik oluşturulmasını mı
bekleyecekler?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder