Avrupa Birliği
(AB)’nin genişleme sürecinin, kendi iç yapısında yarattığı çelişkilerin, AB
üyeliğine aday olan Orta ve Doğu Avrupa
ülkeleri ile Kıbrıs’a zarar vereceği ortaya çıkmış bulunuyor. Yapılan uzun
toplantılardan sonra, Fransa, İrlanda ve İspanya’nın büyük direncine karşın,
yeni AB üyesi ülkelere yapılacak tarım yardımı kademelendirildi. Ocak 2002’de
alınan Komisyon kararına göre, tarımın sübvansiyonu (desteklenmesi), “yeni”
üyelerin üyeliğe alınma yılı olan 2004’de, %25 ile başlayacak ve her yıl %5
artarak, 10 yıl içerisinde “eski” üyelerin tarım performansına göre
ayarlanacak. Bu amaçla ayrılan paranın az olması, yeni ülkelerde yeterli
düzeyde tarım reformlarının gerçekleştirilmesini cesaretlendirmeyi hedefliyor.
Halen AB’nin ortak tarım politikası gereği, AB ülkelerindeki çiftçilere ödenen
sübvansiyon ve doğrudan ödemeler, AB harcamalarının yarısı kadardır. Başta Almanya olmak üzere, AB üyeleri,
genişlemenin gerçekleşeceği 2004 yılından önce ortak tarım politikasının hızla
yeniden yapılandırılmasını istemektedir.
Avrupa
Birliği’ne yeni üyelerin katılması ile tarımla uğraşan nüfusta büyük
değişiklikler meydana gelecektir. Doğu Avrupa ülkelerinde, şimdiki AB üyesi
ülkelerdekine kıyasla, çok daha fazla insan tarımla uğraşmaktadır. Bu ülkelerde
tarım kesiminin gayri safi milli hasıla (gsmh)’ya olan katkısı %6 kadar iken,
AB ülkelerinde bu oran %2’den azdır. Yine bu ülkelerde çalışan nüfusun %22
kadarı, tarım kesiminde yer alırken, AB’de bu kesimin oranı sadece %4.5 olup,
Almanya’da ise sadece %2.8’dir. Öte yandan aday ülkelerde verimlilik gücü çok
az olup, AB ortalamasının %10’u kadardır.
Genişlemiş AB’nin tarım kesimiyle bütünleşecek olan aday
ülkelerin tarımında, üretim artışına ve
rasyonalizasyona doğru önemli bir yönelim olacaktır. AB toplam üretiminde
%50’lik bir artış olurken, tarım kesiminde istihdam edilen nüfus da, 10
milyondan 6 milyona inecektir.
Tarımın
sübvansiye edilmesi (desteklenmesi) politikası, küçük ve orta boy işletmelerin
şimdiye kadar ayakta kalmasını sağlıyordu. Ama genişlemiş AB’de bunun sonu
gelecektir. Politikacılar ve ekonomi uzmanları, geçmiş sistemin artık finanse
edilemeyeceğinde birleşmektedirler. Şimdiki AB ülkelerinde var olan yüksek
düzeydeki sübvansiyonlar, sistematik olarak azaltılacak ve tarım kesiminin yok
oluşu hızlanacaktır.
Batı Avrupa’dan
gelen ucuz tarım ürünleri, halen Polonya köylülerini iflasa sürüklemiş
bulunuyor. Genişlemeden en çok yarar görenlerden olan Alman işletmeleri, bu
yıl içinde Polonya’ya yapılan dış satımda %18 artış gerçekleştirmiştir. Ama Almanya, AB kasasına,
diğer üye ülkelere kıyasla yaptığı yüksek miktardaki ödemeleri (Brüksel’de
toplanan sübvansiyonlar, bölgesel yardımları gibi) azaltmak istemektedir. Bu da
ancak ortak tarım politikasının yeniden yapılandırılması ile olasıdır. Öte
yandan Güney Avrupa ülkeleri olan İspanya, Yunanistan ve Portekiz, AB’nin
genişlemesinin kendilerine pahalıya mal olacağını bile bile, buna onay
vermişlerdir. Bu ülkeler, Brüksel’de toplanan yapısal yardım paralarının, tarım
kesimi daha zayıf olan Doğu Avrupa ülkelerine akmasından korkmaktadırlar. O
nedenle, AB genişlerken fatura, yeni
ülkelere çıkartılacak ve tarım sübvansiyonları düşük düzeyde tutulacaktır.
KIBRISLI ÇİFTÇİLER AB ÜYELİĞİNE HAZIR MI?
Kıbrıslı
çiftçilerin, yaklaşan AB üyeliğinin ülkenin tarım kesimine getireceği
değişikliklere uyum sağlamak için hazırlıklara başlamış bulunduğu bildiriliyor.
Geçtiğimiz yıllarda AB ülkelerinden kolaylıkla satın alınan meyve ve sebze
türlerinin artması üzerine, Kıbrıslı çiftçiler, yarım milyonluk ve korunan bir
pazardan, 500 milyonluk AB pazarına açılmanın dönüşüm sancılarını yaşıyor.
1998’dan bu yana
Kıbrıs Temsilciler Meclisi’nden AB ile uyumu amaçlayan 700 yeni yasa geçmiş
bulunuyor. Bu yasaların çoğu, üzerinde fazla durulmadan yasama organından hızla
geçirildi. Sadece Mayıs-Ağustos 2002 arasında 50 yeni uyum yasasını kabul eden
Meclis’in, 2002 yılı sonuna kadar, uyum yasalarının sayısını 751’e çıkarması
beklenmektedir. Ağustos 2002’ye kadar yapılan uyum görüşmelerinde, 30
konudan 28’i ile ilgili bölümler bitirilmiş olup, “Tarım” başlığı, görüşülmesi
henüz bitirilmemiş bölümlerden biridir.
Ağustos 2002’de yayımlanmış olan Avrupa Komisyonu’nun
Kıbrıs’a ilişkin 22 sayfalık tarım raporuna göre, Kıbrıslı her üç çiftçiden bir
tanesi, gelirini sadece tarımdan elde etmekte olup, yarım-gün çiftçilik
yapanların %90’ı, gelirlerinin %50’sinden fazlasını tarım dışından elde
etmektedir. Kıbrıs’ın Rum kesiminde, tarım, balıkçılık ve ormancılık alanında
çalışan nüfus, 14 bin kişi kadar olup, bütün çalışanlar içinde %9.2’lik bir
oranı oluşturmaktadır. Tarım nüfusu oranı, diğer AB üye adayı 12 ülkede,
ortalama %22 iken, 15 AB üyesi ülkede %4.3’dür. 2000 yılında Kıbrıs’taki
tarımın gsmh’ya katkısı %3.5 iken, bu oran AB ülkelerinde ortalama %2.0’dır.
(Cyprus Weekly, 2 Ağustos 2002)
Kıbrıs’ın Rum kesiminde değişen pazar yapısı ve artan
yabancı sayısı, tüketim alışkanlıklarını da değiştirmeye başlamış bulunuyor.
1996 yılından bu yana, ithalat kotaları kaldırıldı, elma, armut, kivi gibi meyveler,
daha düşük fiyatlarla ve daha çok miktarlarda satılmaya başlandı.
Kıbrıslı üretici ve ihracatçıların karşılaştıkları en
önemli sorunlar, Kıbrıs ürünlerinin su azlığı, parçalara bölünmüş tarım arazisi
ve düşük düzeydeki makine kullanımı gibi üretimin yüksek maliyetine yol açan
unsurlar ile Kıbrıs’ın ihracat pazarlarına olan coğrafik uzaklığının yol açtığı
ulaşım zorlukları yanında, ürün çeşitliliği, kalitesi ve fiyatındaki çetin
yarışma yüzünden düşük rekabet şansına sahip olmasıdır. Hükümet, üreticilerin
bu sorunlarına yardımcı olmak için, üreticilere kuraklığa dirençli türlerin
ekilmesi, meyve ve sebze çeşitlerinin iyi pazarlama koşulları ile teşvik
edilmesi, fazla ürünün pazardan geri çekilmesi veya işlenmesi için sanayiye
yönlendirilmesi gibi çeşitli yardımlarda bulunmaktadır.
Yerli üreticiler her yıl, İngiltere, Almanya, Fransa ve
Avusturya gibi AB ülkeleri yanında İsrail ve Katar’a 5 bin tondan fazla pancar,
maydanoz, ıspanak ve patates gibi çok çeşitli tarım ürünü ihraç etmektedir. 2000 yılında en fazla ihraç edilen ürün,
çoğu İngiltere’ye gönderilen 2,300 tonluk kolyandro’dur.
Kıbrıs
Tarımsal Ürünler Denetleme Dairesi Başkanı Yannakis Şekeris’e göre, Kıbrıs AB
üyesi olduğu zaman, ihracattaki sınırlamalar veya kotalar kalkacak ve üye
ülkeler arasında mal satışı özgürleşecektir. Kıbrıs halen masa üzümü ihraç
etmektedir, ama Ağustos 2002’de bu kota dolmuştur. Sultani üzüm ihracatı geçen
yılın son aylarında en iyi durumuna yükselmişti.
Kıbrıs
Tarım Bakanlığı’nın Bahçıvanlık Dairesi Müdürü Tomas Papandreu ise, Kıbrıs’ın
AB üyeliği öncesinde, çiftçilerin bazı değişiklikleri gerçekleştirmek için
hazırlıklı olmaları gerektiğini vurgulamıştır. Şimdi 500 bin kişilik tüketici
grubuna hitap ediliyorken, o zaman milyonlarca tüketiciye hitap edilecektir.
Hükümetin halen çiftçilere vermekte olduğu sübvansiyonlar, Kıbrıs AB üyesi
olunca artık verilmeyecektir.
Halen hükümet tarafından Rum üreticilere verilmekte olan
tarım sübvansiyonları, 100 milyon KL tutmaktadır. Bunun yarıya yakın miktarı,
“yeşil kutu” denen ve yatırım veya sulama gibi teşvikleri kapsamaktadır. Geriye
kalan 58 milyon KL, 2004 yılına kadar
yavaş yavaş 50 milyon KL’na kadar azaltılacaktır. Tahıl Komisyonu, yerel
üretimin hepsini satın almak için çok fazla para öderken, arpayı da hayvan
üreticilerine 1974’deki fiyatlar üzerinden satmayı sürdürmektedir. Kıbrıslı Rum tahıl üreticilerine göre,
Kıbrıs’ın AB’ye girmesi ardından, tahıl üretiminin üzerine bir kabus düşecek ve
yüzlerce dönümde tahıl üretimi yapılamayacaktır. Tahıl Üreticileri (SEDİS)
Başkanı Mikis Neofidu’ya göre, Kıbrıs Rum kesiminin AB’ye girmesi halinde, ada
ithal arpa ile dolacak ve ithal arpa, Rum yönetiminin satın aldığı 126 KL’dan
%60-65 daha ucuz olan, 40-50 KL’na satılacaktır.
Hükümet, üreticilerin ürettikleri sebze ve meyvelerin
kalitesini geliştirmelerini ve ürettikleri miktarı azaltmalarını teşvik
edecektir. Yerli üreticiler şimdi, her türlü sebze ve mango, avokado gibi
tropikal meyveleri üretmektedir. Yeni ürünler yetiştirilmeyecektir. Pazar, mevsim
ve üretim maliyetleri gibi birçok unsurdan etkilenmektedir. Çiftçiler, üretimle
ilgili yeni teknikleri öğrenecek veya teknolojilerini geliştireceklerdir.
(Cyprus Mail, 3 Mart 2002)
AB’NİN KIBRIS’A TARIM
ALANINDAKİ ÖNERİLERİ
10 Mart 2002 tarihli Simerini gazetesinin belirttiğine
göre, Avrupa Komisyonu’nun tarımla ilgili önerileri, Rum çiftçi ve hayvancıları
tarafından hayal kırıcı ve endişe verici olarak karşılanmaktadır. Buna göre,
2010 yılına kadar dün, tarım-hayvancılık alanında çalışanların %30-40’ının,
zorunlu olarak meslek değiştirmeleri gerekecektir. Çünkü AB’nin finansman
programlarında bu kişilere yer verilmeyecektir. Gazetenin AB belgesine
dayanarak verdiği bilgiye göre, AB’ye
tam üye olunduğunda AB’ın Kıbrıs tarımı için önerdikleri “balta” görevi yapacak
ve şu sonuçları getirecektir:
* Saman ve kuru hayvan yemi miktarı: AB, bu üretimi
sıfırlamayı önermiştir. Güney Kıbrıs ise buna karşı çıkmıştır. AB’ın tutumunu
değiştirmesi durumunda, Güney’de et ve süt fiyatları tırmanacak ve bu ürünlerin
rekabet gücü büyük oranda düşecektir. Nitekim Kuzey Kıbrıs’taki durumla ilgili
olarak konuşan Yakın Doğu Koleji Fen Bölüm Başkanı Cem Hami de, AB’ye girilmesi
halinde, sütün Kuzey Avrupa ülkelerinden getirilmesinin daha ucuza mal
olacağını kaydederek, yıllardır hayvan besiciliğinde yeterli büyüme yapılmadığı
için de hayvan besiciliğinin zorunlu olarak biteceğini söylemiştir. Hami’nin
verdiği örneğe göre, İngiltere’de sütün litresi 18 peni’ye satılırken, Kuzey
Kıbrıs’ta 22 peni’ye satılmaktadır. (Kıbrıs, 15 Ağustos 2002)
* Armut ve kuru üzüm üretim
miktarının sıfırlanması önerildi.
* Birlik fonlarından ödenek
aktarılacak tarım işletme alanları: Rum yönetimi 89,183 hektar talep ederken,
AB 54,098 hektar önerdi, yani %40’tan fazla küçülme istedi.
* Tahıl alanı: Rum Yönetimi 15
bin hektar talep etti. AB, 5 bin 883 hektar önerdi.
* Zeytinyağı: Rum yönetimi 6
bin 500 tondan fazla üretim talebinde bulunurken, AB 6 bin ton önerdi.
* Domates: 10 bin ton talep
edildi, AB 4 bin 71 ton önerdi.
* Limon: 5 bin ton talep edildi,
2 bin 986 ton önerildi.
* Greyfrut: 30 bin ton talep
edildi, 10 bin 812 ton önerildi.
* Portakal: 21 bin ton talep
edildi, 14 bin 996 ton önerildi.
* Mandarin: 15 bin ton talep
edildi, 13 bin ton önerildi.
* Tütün: Talep edilen bin ton,
önerilen 320 ton.
* İnek sütü: Talep edilen 150
bin ton, önerilen 131 bin ton.
Yukarıda verilen
bilgilerden de anlaşılacağı gibi, AB, Kıbrıs’ta tarım kesiminde çalışan nüfusu
önemli ölçüde azaltmayı ve bugünkü üretimi %40 oranında daraltmayı
hedeflemektedir.
RUM ÇİFTÇİLER HUZURSUZ
Kıbrıslı Rum çiftçiler, Mart 2002’de, “bardağın
taştığını” duyurarak, çeşitli eylemler yaptılar. Kıbrıs Rum basın haberlerine
göre, yapılan toplantılara 500 kadar Rum çiftçi, bütün partilerden
milletvekilleri ve örgüt temsilcileri katıldı. Toplantılarda, AB ile “Tarım”
başlığı konusundaki görüşmelerin belirsizliği, yabancı mevsimlik işçi
çalıştırılması konusu, patates üreticilerinin sosyal sigortalar fonuna olan
borçlarının silinmemesi, hektar başına ödenek planının uygulanması, akaryakıt fiyatları,
yüksek üretim bedeli, Rum ürünlerinin azalan rekabet gücü gibi konular ele
alındı. Kıbrıs Rum hükümetinin uyguladığı politikanın, yukarıda sayılan
sorunları çözmekten uzak olduğunu düşünen çiftçiler bir dizi eylem kararı aldı.
Rum çiftçi örgütleri, Güney Kıbrıs’ın “Tarım” başlığında uyuma ilişkin AB
önerilerini içeren rapor hakkında çok geç bilgilendirilmelerine tepki
göstererek, taleplerini içeren bir muhtırayı Rum Bakanlar Kurulu’na ilettiler.
Daha sonra Larnaka ve Mağusa kazalarından yüzlerce çiftçi, 300 traktörlük konvoy ile Larnaka
dışındaki karayolunu kestiler ve ardından da 4 çiftçi birliğinin temsilcileri,
Lefkoşa’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı ziyaret ederek, şikayetlerini
bildirdiler.
Kıbrıs’ın AB görüşme heyeti başkanı Yorgos Vasiliyu ise
yaptığı bir açıklamada, AB’ye girdikten sonra da Kıbrıs Hükümetinin çiftçilere
yardım edeceğinin teminatını verdi. Vasiliyu’nun açıklamasına göre, Kıbrıs
hükümeti tarafından desteklenecek ürünlerin listesi Brüksel’e gönderilecek ve
10 yıllık geçici bir dönem talep edilecektir. Vasiliyu, bu açıklamayı Tarım
Bakanı’nın yanı sıra, Maliye ve Ticaret Bakanlıkları temsilcileri ile yapılan
bir toplantının ardından yaptı.
Rumca Fileleftheros gazetesi, 21 Mart 2002 tarihli
nüshasında, Rum Tarım, Doğal Kaynaklar ve Çevre Bakanı Kostas Themistokleus’un,
Rum çiftçilerin gelirlerinin azalmasından kaçınılması amacıyla, AB’ın tarım
konusundaki sübvansiyonlarında Brüksel’den farklı bir uygulama istendiğini
yazdı. Gazete, birkaç gün önce Brüksel’de AB üyesi ülkeler Tarım Bakanlarının,
aday ülkeler Tarım Bakanları ile yaptıkları toplantıda, Rum tarımının
özelliklerinin ortaya konulduğunu anlattı. Gazeteye göre AB, aday ülkeler
üreticilerine, üye ülkeler üreticilerinden daha düşük sübvansiyon önermektedir.
Rum bakan yaptığı konuşmada, Kıbrıs’ın diğer aday ülkeler gibi başka AB
programlarından destek almadığını ve bu özelliğin dikkate alınması gerektiğini
söyledi. Fileleftheros gazetesi, soruna
çözüm bulunmaması durumunda, AB üyeliği ile birlikte Rum tahıl üreticilerinin
gelirlerinde ciddi düşüşler olacağını belirtti. Gazete, yapılan bir incelemeye
dayanarak, Kıbrıs, AB’a şimdi üye olmuş olsaydı, bir çiftçinin gelirinin dönüm
başına 14 KL 86 sent azalmış olacağını kaydetti.
(“AB DOSYASI, Hüseyin Erdoğan”
imzasıyla, Kıbrıs’ta Sosyalist Gerçek dergisi, Sayı:83, Kasım 2002)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder