17 Mayıs 2015 Pazar

AB’NİN ORTAK TARIM POLİTİKASI VE KIBRIS

          
       Avrupa Birliği (AB)’nin genişleme sürecinin, kendi iç yapısında yarattığı çelişkilerin, AB üyeliğine aday olan  Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ile Kıbrıs’a zarar vereceği ortaya çıkmış bulunuyor. Yapılan uzun toplantılardan sonra, Fransa, İrlanda ve İspanya’nın büyük direncine karşın, yeni AB üyesi ülkelere yapılacak tarım yardımı kademelendirildi. Ocak 2002’de alınan Komisyon kararına göre, tarımın sübvansiyonu (desteklenmesi), “yeni” üyelerin üyeliğe alınma yılı olan 2004’de, %25 ile başlayacak ve her yıl %5 artarak, 10 yıl içerisinde “eski” üyelerin tarım performansına göre ayarlanacak. Bu amaçla ayrılan paranın az olması, yeni ülkelerde yeterli düzeyde tarım reformlarının gerçekleştirilmesini cesaretlendirmeyi hedefliyor. Halen AB’nin ortak tarım politikası gereği, AB ülkelerindeki çiftçilere ödenen sübvansiyon ve doğrudan ödemeler, AB harcamalarının yarısı kadardır. Başta Almanya olmak üzere, AB üyeleri, genişlemenin gerçekleşeceği 2004 yılından önce ortak tarım politikasının hızla yeniden yapılandırılmasını istemektedir.
            Avrupa Birliği’ne yeni üyelerin katılması ile tarımla uğraşan nüfusta büyük değişiklikler meydana gelecektir. Doğu Avrupa ülkelerinde, şimdiki AB üyesi ülkelerdekine kıyasla, çok daha fazla insan tarımla uğraşmaktadır. Bu ülkelerde tarım kesiminin gayri safi milli hasıla (gsmh)’ya olan katkısı %6 kadar iken, AB ülkelerinde bu oran %2’den azdır. Yine bu ülkelerde çalışan nüfusun %22 kadarı, tarım kesiminde yer alırken, AB’de bu kesimin oranı sadece %4.5 olup, Almanya’da ise sadece %2.8’dir. Öte yandan aday ülkelerde verimlilik gücü çok az olup, AB ortalamasının %10’u kadardır.
            Genişlemiş AB’nin tarım kesimiyle bütünleşecek olan aday ülkelerin tarımında,  üretim artışına ve rasyonalizasyona doğru önemli bir yönelim olacaktır. AB toplam üretiminde %50’lik bir artış olurken, tarım kesiminde istihdam edilen nüfus da, 10 milyondan 6 milyona inecektir.
            Tarımın sübvansiye edilmesi (desteklenmesi) politikası, küçük ve orta boy işletmelerin şimdiye kadar ayakta kalmasını sağlıyordu. Ama genişlemiş AB’de bunun sonu gelecektir. Politikacılar ve ekonomi uzmanları, geçmiş sistemin artık finanse edilemeyeceğinde birleşmektedirler. Şimdiki AB ülkelerinde var olan yüksek düzeydeki sübvansiyonlar, sistematik olarak azaltılacak ve tarım kesiminin yok oluşu hızlanacaktır.
            Batı Avrupa’dan gelen ucuz tarım ürünleri, halen Polonya köylülerini iflasa sürüklemiş bulunuyor. Genişlemeden en çok yarar görenlerden olan Alman işletmeleri, bu yıl içinde Polonya’ya yapılan dış satımda %18 artış  gerçekleştirmiştir. Ama Almanya, AB kasasına, diğer üye ülkelere kıyasla yaptığı yüksek miktardaki ödemeleri (Brüksel’de toplanan sübvansiyonlar, bölgesel yardımları gibi) azaltmak istemektedir. Bu da ancak ortak tarım politikasının yeniden yapılandırılması ile olasıdır. Öte yandan Güney Avrupa ülkeleri olan İspanya, Yunanistan ve Portekiz, AB’nin genişlemesinin kendilerine pahalıya mal olacağını bile bile, buna onay vermişlerdir. Bu ülkeler, Brüksel’de toplanan yapısal yardım paralarının, tarım kesimi daha zayıf olan Doğu Avrupa ülkelerine akmasından korkmaktadırlar. O nedenle, AB genişlerken fatura, yeni ülkelere çıkartılacak ve tarım sübvansiyonları düşük düzeyde tutulacaktır.

KIBRISLI ÇİFTÇİLER  AB ÜYELİĞİNE HAZIR MI?
            Kıbrıslı çiftçilerin, yaklaşan AB üyeliğinin ülkenin tarım kesimine getireceği değişikliklere uyum sağlamak için hazırlıklara başlamış bulunduğu bildiriliyor. Geçtiğimiz yıllarda AB ülkelerinden kolaylıkla satın alınan meyve ve sebze türlerinin artması üzerine, Kıbrıslı çiftçiler, yarım milyonluk ve korunan bir pazardan, 500 milyonluk AB pazarına açılmanın dönüşüm sancılarını yaşıyor.
            1998’dan bu yana Kıbrıs Temsilciler Meclisi’nden AB ile uyumu amaçlayan 700 yeni yasa geçmiş bulunuyor. Bu yasaların çoğu, üzerinde fazla durulmadan yasama organından hızla geçirildi. Sadece Mayıs-Ağustos 2002 arasında 50 yeni uyum yasasını kabul eden Meclis’in, 2002 yılı sonuna kadar, uyum yasalarının sayısını 751’e çıkarması beklenmektedir. Ağustos 2002’ye kadar yapılan uyum görüşmelerinde, 30 konudan 28’i ile ilgili bölümler bitirilmiş olup, “Tarım” başlığı, görüşülmesi henüz bitirilmemiş bölümlerden  biridir.
            Ağustos 2002’de yayımlanmış olan Avrupa Komisyonu’nun Kıbrıs’a ilişkin 22 sayfalık tarım raporuna göre, Kıbrıslı her üç çiftçiden bir tanesi, gelirini sadece tarımdan elde etmekte olup, yarım-gün çiftçilik yapanların %90’ı, gelirlerinin %50’sinden fazlasını tarım dışından elde etmektedir. Kıbrıs’ın Rum kesiminde, tarım, balıkçılık ve ormancılık alanında çalışan nüfus, 14 bin kişi kadar olup, bütün çalışanlar içinde %9.2’lik bir oranı oluşturmaktadır. Tarım nüfusu oranı, diğer AB üye adayı 12 ülkede, ortalama %22 iken, 15 AB üyesi ülkede %4.3’dür. 2000 yılında Kıbrıs’taki tarımın gsmh’ya katkısı %3.5 iken, bu oran AB ülkelerinde ortalama %2.0’dır. (Cyprus Weekly, 2 Ağustos 2002)
            Kıbrıs’ın Rum kesiminde değişen pazar yapısı ve artan yabancı sayısı, tüketim alışkanlıklarını da değiştirmeye başlamış bulunuyor. 1996 yılından bu yana, ithalat kotaları kaldırıldı, elma, armut, kivi gibi meyveler, daha düşük fiyatlarla ve daha çok miktarlarda satılmaya başlandı.
            Kıbrıslı üretici ve ihracatçıların karşılaştıkları en önemli sorunlar, Kıbrıs ürünlerinin su azlığı, parçalara bölünmüş tarım arazisi ve düşük düzeydeki makine kullanımı gibi üretimin yüksek maliyetine yol açan unsurlar ile Kıbrıs’ın ihracat pazarlarına olan coğrafik uzaklığının yol açtığı ulaşım zorlukları yanında, ürün çeşitliliği, kalitesi ve fiyatındaki çetin yarışma yüzünden düşük rekabet şansına sahip olmasıdır. Hükümet, üreticilerin bu sorunlarına yardımcı olmak için, üreticilere kuraklığa dirençli türlerin ekilmesi, meyve ve sebze çeşitlerinin iyi pazarlama koşulları ile teşvik edilmesi, fazla ürünün pazardan geri çekilmesi veya işlenmesi için sanayiye yönlendirilmesi gibi çeşitli yardımlarda bulunmaktadır.
            Yerli üreticiler her yıl, İngiltere, Almanya, Fransa ve Avusturya gibi AB ülkeleri yanında İsrail ve Katar’a 5 bin tondan fazla pancar, maydanoz, ıspanak ve patates gibi çok çeşitli tarım ürünü ihraç etmektedir. 2000 yılında en fazla ihraç edilen ürün, çoğu İngiltere’ye gönderilen 2,300 tonluk kolyandro’dur.
            Kıbrıs Tarımsal Ürünler Denetleme Dairesi Başkanı Yannakis Şekeris’e göre, Kıbrıs AB üyesi olduğu zaman, ihracattaki sınırlamalar veya kotalar kalkacak ve üye ülkeler arasında mal satışı özgürleşecektir. Kıbrıs halen masa üzümü ihraç etmektedir, ama Ağustos 2002’de bu kota dolmuştur. Sultani üzüm ihracatı geçen yılın son aylarında en iyi durumuna yükselmişti.
Kıbrıs Tarım Bakanlığı’nın Bahçıvanlık Dairesi Müdürü Tomas Papandreu ise, Kıbrıs’ın AB üyeliği öncesinde, çiftçilerin bazı değişiklikleri gerçekleştirmek için hazırlıklı olmaları gerektiğini vurgulamıştır. Şimdi 500 bin kişilik tüketici grubuna hitap ediliyorken, o zaman milyonlarca tüketiciye hitap edilecektir. Hükümetin halen çiftçilere vermekte olduğu sübvansiyonlar, Kıbrıs AB üyesi olunca artık verilmeyecektir.
            Halen hükümet tarafından Rum üreticilere verilmekte olan tarım sübvansiyonları, 100 milyon KL tutmaktadır. Bunun yarıya yakın miktarı, “yeşil kutu” denen ve yatırım veya sulama gibi teşvikleri kapsamaktadır. Geriye kalan 58 milyon KL, 2004 yılına kadar  yavaş yavaş 50 milyon KL’na kadar azaltılacaktır. Tahıl Komisyonu, yerel üretimin hepsini satın almak için çok fazla para öderken, arpayı da hayvan üreticilerine 1974’deki fiyatlar üzerinden satmayı sürdürmektedir. Kıbrıslı Rum tahıl üreticilerine göre, Kıbrıs’ın AB’ye girmesi ardından, tahıl üretiminin üzerine bir kabus düşecek ve yüzlerce dönümde tahıl üretimi yapılamayacaktır. Tahıl Üreticileri (SEDİS) Başkanı Mikis Neofidu’ya göre, Kıbrıs Rum kesiminin AB’ye girmesi halinde, ada ithal arpa ile dolacak ve ithal arpa, Rum yönetiminin satın aldığı 126 KL’dan %60-65 daha ucuz olan, 40-50 KL’na satılacaktır. 
            Hükümet, üreticilerin ürettikleri sebze ve meyvelerin kalitesini geliştirmelerini ve ürettikleri miktarı azaltmalarını teşvik edecektir. Yerli üreticiler şimdi, her türlü sebze ve mango, avokado gibi tropikal meyveleri üretmektedir. Yeni ürünler yetiştirilmeyecektir. Pazar, mevsim ve üretim maliyetleri gibi birçok unsurdan etkilenmektedir. Çiftçiler, üretimle ilgili yeni teknikleri öğrenecek veya teknolojilerini geliştireceklerdir. (Cyprus Mail, 3 Mart 2002) 

AB’NİN KIBRIS’A TARIM ALANINDAKİ ÖNERİLERİ
            10 Mart 2002 tarihli Simerini gazetesinin belirttiğine göre, Avrupa Komisyonu’nun tarımla ilgili önerileri, Rum çiftçi ve hayvancıları tarafından hayal kırıcı ve endişe verici olarak karşılanmaktadır. Buna göre, 2010 yılına kadar dün, tarım-hayvancılık alanında çalışanların %30-40’ının, zorunlu olarak meslek değiştirmeleri gerekecektir. Çünkü AB’nin finansman programlarında bu kişilere yer verilmeyecektir. Gazetenin AB belgesine dayanarak verdiği bilgiye göre, AB’ye tam üye olunduğunda AB’ın Kıbrıs tarımı için önerdikleri “balta” görevi yapacak ve şu sonuçları getirecektir:
* Saman ve kuru hayvan yemi miktarı: AB, bu üretimi sıfırlamayı önermiştir. Güney Kıbrıs ise buna karşı çıkmıştır. AB’ın tutumunu değiştirmesi durumunda, Güney’de et ve süt fiyatları tırmanacak ve bu ürünlerin rekabet gücü büyük oranda düşecektir. Nitekim Kuzey Kıbrıs’taki durumla ilgili olarak konuşan Yakın Doğu Koleji Fen Bölüm Başkanı Cem Hami de, AB’ye girilmesi halinde, sütün Kuzey Avrupa ülkelerinden getirilmesinin daha ucuza mal olacağını kaydederek, yıllardır hayvan besiciliğinde yeterli büyüme yapılmadığı için de hayvan besiciliğinin zorunlu olarak biteceğini söylemiştir. Hami’nin verdiği örneğe göre, İngiltere’de sütün litresi 18 peni’ye satılırken, Kuzey Kıbrıs’ta 22 peni’ye satılmaktadır. (Kıbrıs, 15 Ağustos 2002)
* Armut ve kuru üzüm üretim miktarının sıfırlanması önerildi.
* Birlik fonlarından ödenek aktarılacak tarım işletme alanları: Rum yönetimi 89,183 hektar talep ederken, AB 54,098 hektar önerdi, yani %40’tan fazla küçülme istedi.
* Tahıl alanı: Rum Yönetimi 15 bin hektar talep etti. AB, 5 bin 883 hektar önerdi.
* Zeytinyağı: Rum yönetimi 6 bin 500 tondan fazla üretim talebinde bulunurken, AB 6 bin ton önerdi.
* Domates: 10 bin ton talep edildi, AB 4 bin 71 ton önerdi.
* Limon: 5 bin ton talep edildi, 2 bin 986 ton önerildi.
* Greyfrut: 30 bin ton talep edildi, 10 bin 812 ton önerildi.
* Portakal: 21 bin ton talep edildi, 14 bin 996 ton önerildi.
* Mandarin: 15 bin ton talep edildi, 13 bin ton önerildi.
* Tütün: Talep edilen bin ton, önerilen 320 ton.
* İnek sütü: Talep edilen 150 bin ton, önerilen 131 bin ton.
            Yukarıda verilen bilgilerden de anlaşılacağı gibi, AB, Kıbrıs’ta tarım kesiminde çalışan nüfusu önemli ölçüde azaltmayı ve bugünkü üretimi %40 oranında daraltmayı hedeflemektedir. 
           
RUM ÇİFTÇİLER HUZURSUZ
            Kıbrıslı Rum çiftçiler, Mart 2002’de, “bardağın taştığını” duyurarak, çeşitli eylemler yaptılar. Kıbrıs Rum basın haberlerine göre, yapılan toplantılara 500 kadar Rum çiftçi, bütün partilerden milletvekilleri ve örgüt temsilcileri katıldı. Toplantılarda, AB ile “Tarım” başlığı konusundaki görüşmelerin belirsizliği, yabancı mevsimlik işçi çalıştırılması konusu, patates üreticilerinin sosyal sigortalar fonuna olan borçlarının silinmemesi, hektar başına ödenek planının uygulanması, akaryakıt fiyatları, yüksek üretim bedeli, Rum ürünlerinin azalan rekabet gücü gibi konular ele alındı. Kıbrıs Rum hükümetinin uyguladığı politikanın, yukarıda sayılan sorunları çözmekten uzak olduğunu düşünen çiftçiler bir dizi eylem kararı aldı. Rum çiftçi örgütleri, Güney Kıbrıs’ın “Tarım” başlığında uyuma ilişkin AB önerilerini içeren rapor hakkında çok geç bilgilendirilmelerine tepki göstererek, taleplerini içeren bir muhtırayı Rum Bakanlar Kurulu’na ilettiler. Daha sonra Larnaka ve Mağusa kazalarından yüzlerce  çiftçi, 300 traktörlük konvoy ile Larnaka dışındaki karayolunu kestiler ve ardından da 4 çiftçi birliğinin temsilcileri, Lefkoşa’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı ziyaret ederek, şikayetlerini bildirdiler.
            Kıbrıs’ın AB görüşme heyeti başkanı Yorgos Vasiliyu ise yaptığı bir açıklamada, AB’ye girdikten sonra da Kıbrıs Hükümetinin çiftçilere yardım edeceğinin teminatını verdi. Vasiliyu’nun açıklamasına göre, Kıbrıs hükümeti tarafından desteklenecek ürünlerin listesi Brüksel’e gönderilecek ve 10 yıllık geçici bir dönem talep edilecektir. Vasiliyu, bu açıklamayı Tarım Bakanı’nın yanı sıra, Maliye ve Ticaret Bakanlıkları temsilcileri ile yapılan bir toplantının ardından yaptı.
            Rumca Fileleftheros gazetesi, 21 Mart 2002 tarihli nüshasında, Rum Tarım, Doğal Kaynaklar ve Çevre Bakanı Kostas Themistokleus’un, Rum çiftçilerin gelirlerinin azalmasından kaçınılması amacıyla, AB’ın tarım konusundaki sübvansiyonlarında Brüksel’den farklı bir uygulama istendiğini yazdı. Gazete, birkaç gün önce Brüksel’de AB üyesi ülkeler Tarım Bakanlarının, aday ülkeler Tarım Bakanları ile yaptıkları toplantıda, Rum tarımının özelliklerinin ortaya konulduğunu anlattı. Gazeteye göre AB, aday ülkeler üreticilerine, üye ülkeler üreticilerinden daha düşük sübvansiyon önermektedir. Rum bakan yaptığı konuşmada, Kıbrıs’ın diğer aday ülkeler gibi başka AB programlarından destek almadığını ve bu özelliğin dikkate alınması gerektiğini söyledi. Fileleftheros gazetesi, soruna çözüm bulunmaması durumunda, AB üyeliği ile birlikte Rum tahıl üreticilerinin gelirlerinde ciddi düşüşler olacağını belirtti. Gazete, yapılan bir incelemeye dayanarak, Kıbrıs, AB’a şimdi üye olmuş olsaydı, bir çiftçinin gelirinin dönüm başına 14 KL 86 sent azalmış olacağını kaydetti.  

(“AB DOSYASI, Hüseyin Erdoğan” imzasıyla, Kıbrıs’ta Sosyalist Gerçek dergisi, Sayı:83, Kasım 2002)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder